Einstein: “Hareket eden icin zaman yavaslar”.
19.11.2013 - 27.02.2014
14 °C
View
100 days/ 100 gün
on ayca ozer's travel map.
Ne eksik ne fazla tam 100 gun zaman algimizi degistirerek geciverdi. Dondugumuzden beri aklimda Ingilizce tek bir kelime: “content”. Iste boyle hissediyorum. Doymus, tam, sormadan sorgulamadan, arkada kalmis, unutulmus ya da niyetlenip yarim kalmis demeden, bilmeden. “Budur!” dedirten bir his hakim.
Ucak biletini aldiktan sonra saydik, 100 gun cikti. Yola cikarken ‘100’ nedir bilmiyorduk. Ilk hafta gunleri bildigimiz gibi saydik. 1-4 6, 7, 8… gunler gecmek bilmiyordu. Bu halimizi goren arkadaslarimiz, “Ooo siz bu gidisle erken donersiniz” ya da “safak saymaya baslarsiniz” diye espiriler yaptilar. Simdi anliyoruz ki bu durum bize garip geldigi icin sayiyorduk. Her gun icine onlarcasini sigdirir gibi gecmesine ragmen zaman bir turlu gecmek bilmiyordu. Ne olmustu? Gunler mi uzamisti? Ilk kez gittigimiz ve bildigimiz hicbir yere de benzemeyen Guney Amerika’da zaman farkli mi isliyordu?
Tepetaklak olmus mevsim algimizin ustune, yer degistirdikce degisen iklim ve isik tum koordinatlarimizi sasirtti, beynimize ve vucudumuza bolca jimnastik yaptirdi. Bildik referans saatimize gore, bu kitada da gunler 24 saat idi. 8 saat -hadi otobus yolculugu yapiyorsak 10 saat uyorduk. Peki ya kalani? Kalan (24-10=)14 saat tastamamiyla bizimdi. Merakimiz ve isteklerimiz disinda herhangi hicbir etkene tabi olmayan tum saatler bizimdi.
Yine de yasadigimiz zaman algisindaki degisimi sadece bireysellikle aciklamak kolaycilik olur. Zihnimiz durmadan bizi yaniltiyordu, her kent degistirdigimizde bir onceki kent aylar once ziyaret edilmis gibi geliyor, yillardir yoldaymisiz gibi hissediyorduk. En unutulmaz hatiramiz bu olsa dedigimiz an bile, ertesi gun fersah fersah uzagimiza dusuyordu.
Oysa bu ‘unutulmaz an’lardan ne kadar cok yasadik! Gordugumuz yeni dunyalar, yasadigimiz farkli deneyimler tum duyularimizi durterek o ana cakilmamizi sagliyor, an uzuyor, gerisinin ( oncesi ve sonrasinin) pek bir onemi kalmiyordu. O hep alti cizilen anda olma durumu kendiliginden gerceklesiyordu. Bulundugu noktaya (mevsime, dogaya, tarihe, yemege…) kendiliginden odakli olmak bizim o anin icinde genislememize yaradi.
Yeni bir seyle ilk karsilasma aninda genelde nefesimi tutugumu, boyle zamanlarda girtlagimdan acayip saskinlik sesleri cikardigimi sonradan farkettim. Zihnimin karsilastigini ilk anda kavrayamama haline bayildim! O noktada genlesen ana taptim!
Tabii, antremanli zihin hemen atak yapti: Olctu bicti, kiyasladi. Zaten o sirada cene cozuluyor. Zihin, karsisina cikani anlamlandirip ilgili cekmecesine koyana kadar rahat etmiyor. Insan benzer olan durumlarla karsilastikca bu islem cabuklasiyor. Boylece zaman algimiz da hizlanmis oluyor, hizlandikca zaman elimizden akip gidiyor..
Oysa ne kadar cok yeni, farkli, acayip, alisilmadik “sey” ile karsilasirsak, zihnimiz her seferinde bir comez haline gelerek yeniden ogreniyor…
Seyahat, simdilik bitse de, bu ogrenme anlari ve zaman algimizdaki degisim bizim icin cok kiymetli. 5 duyu yeniden harekete gecti. Spor-fakiri kentli vucudum, mevcut oldugunu bilmedigi kaslarini ogrendi.
O yuzden durmak yok, hergun sasirtmaya, denemeye devam…, yerkuredeki, kendimdeki ve burnumun ucundakini kesfetmeye devam…
100 gun seyahat etmisiz,
6 ulke ziyaret etmisiz,
Havada 29.000 Kilometre ucmusuz,
Otobusle 11.000 Kilometre yol,
Trenle 400 Kilometre yol,
Arabayla 325 Kilometre yol,
Tekne ile 200 Kilometre yol yapmisiz.
Toplam katedilen mesafe yaklasik 41.000 Kilometre, yani dunyanin cevresinde bir kere dolasmisiz nerdeyse, baska bir tabirle hayatimizin yaklasik %0.75’ini bu seyahatte gecirmisiz, ama yuruyerek katedilen mesafeyi tespit edememisiz!
Posted by ayca ozer 08:19 Archived in Turkey Tagged time final Comments (1)